VOLCAN KAYITLARI

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 542
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Cum Mar 08, 2019 21:13

Volcan Tarihine Ek.......Tarih 1796 - 1876




1. Bölüm


Lefter, Halil, Diyarbakırlı Ester ve Deli Mahmut’la buluştuk Buradan Anadolu’ya AKÇA HİSAR bölgesinde Osmanlı bulunan Osman Bey in çiftliğine vardığımızda,, Manolis , Andreas ve de papa Martin 26 adamlarıyla birlikte bizleri bekliyorlardı Bizlere ( Hudavalan ) Tanrı Dağına gideriz için kestirme yolu tarif ettiler ,, ana-doludan gelen kervanı soyduk 13 gün sonra çaldığımız ganimetleri Emin Efendiye teslim ettik Yayalik barınağında gizlendik , soğuk kis mevsimini 4 arkadaş burada geçirdik Dobri , Martin , Varnali Stefanos Bir gün Varna ya gitmemiz için haber aldık böylece 4 kisi yola koyulduk 63 gün yolculuktan sonra KOR Diyara vardık . Burada 83 arkadaş bizi bekliyordu ,, nitekim soygunu bizden önce gerçekleştirmişlerdi Varna da ..14 katır yükünü bölgeye gizledik KOR DİYAR bölgesine girebilmek için mecburi 2 kayanın arasından geçmek zorundayız başka geçit yolu yok ( DAR GEÇİT )


Bölgede yapageldiğimiz işaretler: Bir Avcı , Bir Karaca ve de Bir Av Kopeği resimleri [ kabartma ] Avcının elinde silahı Karacaya nisan alır vaziyette ve de ayaklarının yanında Av kopeği Avcı resmi olan kayadan karaca görünmüyor ne var ki tüfeğin namlusunun istikametinde 13 adımda [ bir benzetme ] kaya var bunun üzerine ağzında bir bağ yaprağa olan güvercin resmi var Buradan BEREF dağına geçtik , çevrede ordu güçleri olduğundan haber aldık ,, biz karşılaşmadık böylece KRAL AĞA kasabasına geldik.. Yorgos Karayannis çiftliğinde kaldık 116 atlı süvari idik Yaptığımız vurgunlardan toplayabildiğimiz çok değerli hazineleri 19 ayrı yere 111 işaretle gömdük gerçek işaretlerimiz şunlardır :


1. işaretimiz suyun içindedir yaklaşık 64 adim olan şelalenin arka kısmında 7 istavroz 1 hançer hançerin altında 1 tabanca ve kursunu istavroza doğru.


2. işaretimiz şelalenin suyun aktığı sağ kanatta 20 adımda bir kayanın girinti bolümünde 1 çiçekten bal toplayan 7 bal arısı


3. işaretimiz dağ kısmında 11 adımda bir çakıl yığınında bulunan bir kayada kirik yay ve ok


4. işaretimiz 1 keman 1 kemence bir de yay ,, dereden 46 adim ötede buyuk bir kayanın üzerinde ayrıca 3 adet istavroz resmi 1 tavuk önünde yumurtası ve tavuk çanağından yem yer vaziyette çanağında 3 adet uzum.


5. işaretimiz büyükçe bir kayada defiyle birlikte ayıcı ve ayı işareti,, defin hemen altında ayinin sol bacaği ve ayinin hemen önünde bir kara tas [ yarısı toprakta gömülü ] Ayinin kırık ayağının istikametinde bir mağara ,, mağara içinde bir av kopeği işareti [ kovadan su içer ] vaziyette.


6. işaretimiz mağaradan 170 adım güneye doğru büyük kayanın yan kısmında bir kadın bakraçla su taşır oyması bu adının önünde 3 basamak işareti 2.basamakta bu kadının saç pelikleri oyulmuş.


7. işaretimiz Kız resminin sol tarafında ve de kayanın arkasında 1 kisi 2 öküzü çeker vaziyette öküzlerin biri yatar çiftçi onu elindeki sopa ile kalkması için vurur gibi bu öküzün boynunda zincir var.


8. işaretimiz öküzlerin güneyinde 3 mağara mevcut ,, 3 mağara ya uzaktan bakıldığında üçgen yapmış şekilde görürüz, üst mağarada kirik basamaklar var mağara içinde sol kısımda ortadan kırılmış bir gemi resmi.


9. işaretimiz , mağaranın aşağısında değirmene yönelik 7 metre genişlik ve 3 metre derinlikte olan kuyu mevcut akan su kuyuyu doldurup değirmene yönlenir.


10. işaretimiz , değirmenin içindedir ana kayada elinde tespih bir papaz resmi ve de 29 boncuk daire içinde bu dairenin içinde 6 çaplı istavroz resmi.


11. işaretimiz , bu gizli bir işaret olmakla birlikte bir çakıl yığınının içinde bulunmaktadır , değirmenden 41 adim solda ot yiyen 2 tavşan resmi ve önlerinde daire içinde bir istavroz işareti.
12. işaretimiz , derenin içinde değirmen suyunun nihayet bulduğu nokta da ana kayada 3 istavroz biri yarımdır.


13. işaretimiz , değirmenin üst sol yanlamasında bulunan bir kantar , kantarın topuzu 44 rakamın üzerinde, kancaları yukarı doğru olmakla aralarında bir kaplumbağa resmi ( gözleri metaldir )


14. işaretimiz , kaplumbağanın baktığı yönde delikte bakrac tutan kadın figürü.


15. işaretimiz , otlaktan yem yiyen 3 domuz resmi , soldaki domuzun sol bacağı kirik ve de kirik bacağın karsısındaki kayada bir bacak ve de bir salkım uzum resmi.


16. işaretimiz , domuzların istikametinde tepeye doğru 2 güneş ve de 1 yarim ay resmi 2 günesin arası 135 adim ve de bu arada bir başka kayada bir genç kadın resmi.


17. işaretimiz , suyun içinde yerli kayada 3 balık figürü ortancanın kafası yok , bu kafa 13 adımda suyun dışında bir kara kayadadır ayrıca bu kayada bir de yılan resmi vardır.


18. işaretimiz , suyun bir havuz yaptığı yerde sol kısımdaki kayada bir güllü hac vardır , hacın hemen altında bir kartal yılanı yer resmi var.


19. işaretimiz , kapalı bir mağara çevresinde at arabasının bir çok parçalara bölünmüş işaretleridir , arabanın atları 4 ve de her biri farklı yönlere bakmakta arabanın tekeri mağara tavanındadır mağara girişinde bir asker figürü vardır.


2. Bolüm


Korkunç bu adam Volçan; Önce Arnavutlara diğer altınların yanına son kervandan çaldığımız değerli eşyaları taşıttı ardından da deliği kapattırdı. Zavallıları ayni korkunç akıbet bekliyordu . iş biter bitmez adamların boğazlarını kesti. Malları büyük mağaranın sol tarafına gömdürmüştü Volçan ardından havalandırma deliğini patlatmıştı düşen kaya parçaları malları her iki yönden kapadı.


şimdi hangi kurnaz bu tarz gömüyü bulabilecek ? en akıllısı bile hayal edemeyecek !! sen mağara girişinin üzerinde bulunan işareti yazmadan yaz ve tam karşıya olluğun yanındaki kuş deliğinin içine ,, insan yolladığım zaman bulabilsin .. yıllar çok zor ve tehlikeli , bir de deri harita hazırla ve de olluğun yanındaki deliğe yerleştir ki gelen adamım kolayca bulabilsin dedi Volçan.


Burada sadece üçümüz kalmıştık ben ( papa martin ) Volçan ve Fatme (Fatma) eminim ki çok yakında Fatme de kafasını yiyecek … Tanrı dağın tepesinde gözlerini kırmızı bir mendille kapattıktan sonra güneşe karşı yarim saat öylece beklettikten sonra donup yürümesini söyledi ellerini dayandığı kayaya parmaklarının arasına ( işaret ) bir kelime yazdı bu temel işaretimiz .. ( papa ölçüleri buradan al , kantara ve parlak kayanın yüzeyine bati kısmına Fatmenin yaşı 16 ve karşılarına yaz )


3.Bölüm


Bunun için yüklü miktarda altın verip Ruslardan silah ve savaş malzemeleri talep etmişti böylece ismi asırlarca hafızalardan silinmeyecekti ve herkes onu hatırlayacaktı. Ne var ki Rus Kralı ona inanmadı Volçanın bu kadar çok altınları olacağını düşünmemişti ve de bu talebini reddetmişti. Oysa Volçanın çok fazla altını ve değerli eşyası vardı, Bir çok tüfek ve top;büyük orduların masraflarını ve ihtiyaçlarını karşılayacak kadar çok. Korkunç adam Volçan ,, kendisi bunları kitaba not aldığımı bilmiyordu. Ne var ki ben her şeyin kayda geçmesini istiyorum özellikle bu kişiye ait olanları .. içimden bir ses bu benim yazılarımız son yazılar olduğunu söylüyordu; her an beni-de öldürebilir.


Yaklaşık yirmi yıl önce Volçan İstanbul’dan Selanığe kayıkla geçmişti. , orada yunanlı dede Stavro ile dost olmuştu, Yunanlı Volçana bir dağın patikasını sormuştu çokta iyi tarif etmişti. O anda Yunanlı perslere ait bir kitabın saklı olduğunu ve bu kitabin içeriğinin mağara içinde bir odada büyük bir hazine yatağını belirttiğini söyledi; Başka bir kitap daha olduğunu bu kitabında bu mağaranın giriş çıkışlarını detaylı bir şekilde yazdığını söyledi, Volçan ise yunanlı için bu adam büyük bir bilgin demişti. Biz buraya eylül ayında gelmiştik. binbir güçlükle hazine dolu mağaraya girdiğimizde 193 külçe altın her biri 15 okka çekiyordu, tanrı adına bunları tek tek saydım ağırlıklarını bir bir tarttım sonrada kapının sol tarafındaki kaya dolabın içine yerleştirdim.


Bir ara odanın içinde stavro dede ile volçan arasında tartışma çıktı; stavro dede bu altınların Yunanistan’a verilmesini istiyordu, gayesi ise Suat paşanın mal varlığını satın almak istiyordu. Volçan ise hazinenin bu uğurda harcanmasına razı değildi çünkü volçanın hayali başkaydı, onun tek hayali Bulgaristan’ı özgürlüğüne kavuşturmaktı. Volçan ömrü boyunca bu hayalle yaşadı, Olan oldu Volcan Stavro dedeyi burada öldürdü gömdükten sonra kafasının yanına 2 karış büyüklüğünde altın bir istavroz birde külçe altından kestiği bir plaket koydu. Mezar ise büyük bir çatallı kayın ağacının altında, burada romalılara ait darphaneler olduğuda söyleniyordu.


Volçan kısa süre sonra en zeki ve tecrübeli adamlarının bir araya gelmesini emretti; anladığım kadarıyla baskınlar başlayacak yine bir çok adam ölecekti. Bu arada çok güvendiği bilgin Nikola yı yurt dışından getirtti hatta bu adamı satın aldı denmişti, Nikola şık kıyafetler giyen tertipli bir adamdı, volçan bu adamı Rus kralının yanına gönderdi, volçan elindeki altınlara pazar arıyordu, Nikola döndüğünde kral kıza zamanda altınlara bakmak için bir adamını gönderecekti. 3 yıl geçti ama volçanın beklediği adam gelmedi. Büyük ruse bölgesinde tam 3 yılımız geçti bu muhitte buluşacaktık ama ne gelen oldu ne giden, volçan çok sinirleniyordu, her sinirlendiğinde palasıyla bir vuruşta kafayı gövdeden ayırırdı bunu çete üyelerinden bir çok kişiye yaptı, toprağı hafif olsun.


Şu anda sadece ben (papa martin) ve fatme (Fatma) kalmıştık. Bazen bir grup Arnavut getirir ve bu kişilere gömü yerlerini değiştirmeleri için emir verirdi; gömüyü güzelce kapattırırdı ardından bunlara birer fes lira altın verir (bahis olarak) ne varki bunları keçi patikasında kıstırıp hepsinin boğazını keser kafalarını koparırdı. nedeni çok basitti ölüler konuşamazdı.


Fatme çok güzel , vezir gibi kurnaz ve de balık etinde bir teni var. Volcanin ikinci karısıydı onları istavrozlu kayın ağacının altında ben evlendirmiştim. Volcan ender doğan birisi , uzun boylu , çok sevik, çok kuvvetli, bir kedi kadar sessiz aniden gece ona seslensen hemen silahıyla ateş eder ve ya kamasını atar ki bir ağaç dalını bilekmiş gibi keser, saçları kap kara .. Fatme onunla şaka yapmayı çok sever fakat Volcan çok soğuk kanlı dobra ve ani kararlar alan biri .. Sinirlendiği anlar çılgına döner suratı bembeyaz olur ve sol eli titremeye baslar; ilk karısını koyun Beyi kaçırmıştı ve onu Ordin Sarayındaki hareme kapatmıştı. o zaman volçan sinirden saçlarını kökünden yolmuştu, nitekim bu beyin çiftliğini ben yakmıştım. volçan koyun beyinin 10 yaşındaki kızını alıp dağa kaçtı volçan kızın kafasını kesmek istemişti o sırada hiç beklenmedik bir şekilde vazgeçti. ilk defa volçanın pişman olduğunu gördüm.


Mağara içinde bir odalık yere deriler döşemişti küçük kızın rahat etmesi için. Onu avladığımız küçük ceylan etleriyle besliyordu; küçük kız her gecen yıl daha da buyuyor genç kız oluyordu volçanın peşini bırakmıyordu; , 4 yıl sonra onları evlendirdim. Fatme bir Türk kızı olsa bile şimdiye kadar gördüğüm en güzel kızdı, yüzü nur saçıyordu ve gözleri yem yeşildi. Volçan ona ata binmesini silahla ateş etmesini öğretmişti ve kısa zamanda eşkiyalardan iki kisiyi öldürmüştü kendisine sarkıntılık yapmıştı. Simdi yalnızız, Volcan Fatme ve ben.
Fatme daha çok genç onun kısmeti açık .. Dağlarda çok gizem var . Volcan ile Fatme mavi gole ala balık tutmaya gitmişlerdi ben de yazılarıma devam ediyordum şimdilik yapılacak yoktu, ne var ki acele etmem gerek yakında buralardan gideceğiz Kartallar minare tepelerinde uçuşuyordu ve de gözü dönmüş bir ayı atların birini parçalamıştı, gökyüzü çok güzeldi.


4.Bölüm


Ok Kaya mevkinde ki mağara grisinde tavana bir hac işareti yaptık. Bu mağaraya ne alttan ne de üstten girebilirsin Mağaranın altında yığma kayalar mevcut bu kayaların biri farklı olup üzerinde bir baklava dikesi işareti var . Mağara içinde bir eyer işareti mevcut ve de tavanda bir hac. Ayrıca mağara ağzına bir hayvan cani astık ki rüzgar lodos estiğinde çalar .


Bu Bölgedeki İşaretlerimiz :


1- Bir çocuk iki okuz çeker vaziyette , bunlara mısır başağı verir ve de elinde bir sepet.


2- Başka bir kayada kayada çiftçi 2 öküzle sabanla tarlayı sürer vaziyette, sabanın ortasındaki damlalar kandır. (Tuzak-Tehlike )


3- Saban kayanın doğusunda bir başka işaretimiz bir köpek resmi az ileride bir yayla ve de bu yaylanın doğusunda bir kayada çiftçi ot biçer vaziyette, Bu kayanın üzerine çıktığında diğer işaretli kayayı görebilirsin, Sonuçta işaretli kayalar ve de mağara bir baklava dikesi krokisi oluşturur . Kopek resmi ve çocuk bir tıpadır. Buradaki öküzlerin biri grimsi diğeri de beyazdır ( Kayanın kendisi ) Gri ve Beyaz öküzün yanında boya ile yapılmış ve ellerinde mum tutan 3 kız resmi vardır.


3 Rahipler manastırı tepede ve çevresinde çok iri 18 meşe ağacı bulunmakta .. Buradan 35 adımda bir tepecikte altın dolu bir bakir sakladık. Manastırın kuzey istikametinde yüzeyi çok buyuk bir kaya yaklaşık 900 adim . Bu kayanın yine kuzey istikametinde ağaç kova işareti oyma. 3 Rahipler Manastırın kuyunun hemen yanında göreceğiz düz kayadaki hac işareti altına ( Araba Konağından ) çaldığımız 90 okka altın ve gümüş paraları gizledik.


Wolçan yine ana paranın tam noktası bulunmaması için (Ok Kaya Mevki ) manastır ve mağara çevresine bir çok ganimetler bırakmıştı çok akıllıca ve kurnazca hareket ediyordu ve de her gömü sonrası sinsice gülümsüyordu.


5.Bölüm



Leskovec koyun çevresinde ve Goliama Kuilovina bölgesinde, bir kaya bulacaksın bu kayanın altına sığınakmış gibi girebilirsin !!! bir kulübeyi andırır gibi … kulübenin tavanında bir domuz işareti göreceksin .. Bu domuz işareti bir tapadır.
Tapayı kır çokça altın müjdesi vardır, altın paraların düştüğü yeri kazmayı unutma asıl define ayaklarının altındadır. Derince kaz.


Ayni bölgede bir başka kayada bir gayde işareti göreceksin. Buraya yakin bir başka kayada bir kartal işareti bulacaksın. kartalın ayaklarında birde yılan vardır. Burayı derince kaz ve mahmudiye altınları ile dolu 25 torba bulacaksın. Kartal işaretli kayadan 280 adim kuzey de bir kaya da oyma bir kılıç işareti göreceksin kılıcın ucu istikametine doğru 130 adim git seni bir başka define bekliyor . Bu define yatağınıda bulduğunuzda bu bölgeye ait son definemizdir.


20 adim batıda bir başka kayada bir ayı ayağı izi bulacaksın tam işaretin altını kazacaksın ve burada içi harika elmas ve zümrüt dolu bir kasa bulacaksın. Bir ara Papa Martin ve Petkov bu hazinelerin burada gömülmelerine razı kalmadıklarını dile getirdiler, onlara hak veriyordum, Buraya bunların gizlenmesi sakıncalıydı. Ne var ki düşman her taraftan sarmıştı bizim bu kadar yükle kaçmamıza imkan yoktu. Ben Wolçan ilk defa yüreğim burkularak define gömdük o da bu bölge; Diğer değerli definelere uyguladığımız tuzakları buraya yapma zamanımız yoktu, Lanet Olsun Tekrar Lanet Olsun.Dilerim ilk fırsatta ayni bölgeye gelip bu gömdüklerimiz paha biçilmez hazineleri daha güvenli bir araziye gömeriz. Yıl 1819 Sonbahar.



Mağara içinde 3 papaz işareti papazların biri iri yapılı diğeri orta ve üçüncüsünün sadece kafası mevcut, iri yapılı papaz yan bakıyor, sol elinde bir kandil, sağ elinde bir istavroz, istavrozun yanında bir aslan işareti (oyma) ve de aslanın yanında bir ustura işareti (tuzak)


Orta boylu papaz bu mağaradan dışarı bakar vaziyettedir. baktığı yönde yanmış bir manastır ve kıç kıça yatan öküzler görünür. 3 uncu papaz kafası iki çocuk eli görür, çocuk eli bir balık ve bazı harfler tutuyor, papazların arasında 3 direkli gemi işareti direğin biri kirik, mağaranın içindeki aslan kapıdır, içeride 7 civcivli tavuk mevcuttur. Papazlı mağaranın doğu kısmında 2 yılanlı ve 7 halkalı mağara mevcut, bu halkalara katırları bağlıyorlardı, bir bakir mevcut. mağara içinde 2 çember mevcut, bunların yılanın birinin kuyruğunda + işareti, bu işaretin ve de 12 civcivli tavuk görürsün, Dışarıda mavi suyla kaplı bir gol var ve golün içinde 2 güvercin 11 civciv güvercinlerin batısında 48 adımda 1 civciv tavuğun kanatları altında buda bir tıpadır, bu tek civciv bolca müjde içerir.


Güvercinlerin renkleri siyah (kara kaya) ve de civcivli tavuk (beyaz kaya) hemen batıda 117 adımda kuyruklarında + işareti olan çift yılanlar, Göletin yanında iri bir ağaç mevcut, 4 adim doğuda küçük bir gömünün işaretini bir kayada görebilirsin, hemen kayanın altında, bunlar hep güneş işaretinin yanında. Ayrıca papazlı mağaranın batısında yarim saatlik bir yolda toplu halde taslar var taşlar yığmadır, bir de büyükçe kaya bu kayada mum tutan 3 kız resmi ayni kayada bir istavroz ve de bir çember daire işareti oyma şekilde yapılmıştır. buradan 15 adımda kazarsan deri ile sarılmış bir kitap bulursun ..


Kızların doğu istikametinde bir kartal kafası oyma, burada tastan ve tuğladan işlenmiş bir Bizans duvarı göreceksin. Kartal kafasının altında eski Türkçe bir takim yazılar göreceksin işaretin daha aşağısında kayalık var yukarısında ise kırmızı mumla tıkanmış bir delik bulacaksın, kartal kafasının altında bulunan kayalıklarda bir giriş var, kazmadan girişi tespit edemezsin. Bu girişi tespit ettiğinde rahatlıkla içeri girebilirsin burada tuzak yok, giriş tüneli yaklaşık 50 adımda 3 koridora ayrılıyor ve de bu tünellerin her birinde bulunması zor olmayan 3 oda var.


6.Bölüm


Yirmi yıl önce volçan Istanbuldan Selanike vapur yolculuğu sırasında yaşlı yunan stavrus ile tanışır.Yaşlı adam volçana Balkan (eski dağları-stara planına) dağlarını Troyan geçidine kadar ne kadar tanırsın diye sormuş. Volçan avucumun içinden daha çok demiş.


Yaslı stavrus o zaman elinde Perslere ait bir harita olduğunu ve bir oda içinde yüklü miktarda hazine olduğundan bahsetmiş. Volçan yaşlı adamın bilgilerine ve doğru söylediğine inanarak kalkıp buraya (balkan dağlarına) gelmişler. Aramaya baharda başlayıp eylül ayında hazinenin saklı olduğu odayı bulmuşlar. içeride 193 külçe altın her biri 15 kilo. Yemin ederim ki (volçanın anlattığı): Her birini tek tek ellerimle saydım ve kapının sol yanında bulunan raflara dizdim.


Daha sonra yaşlı stavrus, volcana; yer(arazi) ve suat paşanin hazinelerini satın almak için yunanistana dönmek istediğini söylemiş. Ama volçan hazinenin bölünmesine izin vermeyip oracıkta yaşlı stavrusu öldürmüş Mezarında,basının üzerinde 2 karış büyüklüğünde hac ve ikiye ayrılmış külçe altın hala durmaktadır. Mezarı, roma lejyonlarının konaklama yaptığı yerin çatağındadır. Bu yeri volçan yaslı adamdan öğrenmiş ki oradaki derin kuyu ve içindeki altın tozları (külçelerin yapıldığı altın çıkarıldığı maden) ama kuyuda araştırma yapmamışlar. Sonra volçan bu hazine ile çetesinin elemanlarını toplamış daha sonraları beni de çeteye aldı. Sonra bir çok hazine alıp (osmanlı kervanları basılmış), çiftlikleri bastık. Ve yüklü miktarda altın v.b şeyler elde ettik.


-Baş nişan işareti MİNARE TAŞ tır. O kalabalığın dolaştığı yerdeki değil!!! Bahsettiğim MİNARE TAŞ, haydut kaynağından (bu günkü ustrem koyu yakınları-Topolovgrad) 120 km uzaklıkta batıya doğru insan boyundaki tastir.Minare tasta 7 işaret saklanmıştır. Tahsin bati tarafında gümüş barutluk,silah ve kitap sakladık. O kitapta diğer işaretleri çözecek her bilgi yazılı. Burayı gösteren iki harita ya karar verdi volçan daha zor bulunabilsin diye. Birinci yol ormandaki geçitten kuzeye doğru aşağıya çavuş bölgesine doğru,oradan çalılıklardan boynuz yapan yere sonra ilk dereden kotu yerden haydut oluğuna (haydut çeşmesi) oradan da minare tasa varılır. ikinci yol tehlikeli ve karmaşık.




7.Bölüm



Ocak 1845 Aklıma bir anda tüm bu gizli çalışmalarımı birgün gelipte çözecek o osmanlı torununa geldi Acaba bu kıta böyle bir süper beyine sahip bir çocuk doğururmu bu osmanlı karıları. Olaki böyle bir zekaya sahip benim tüm bu çalışmalarımı çözecek olursa işte o zaman tüm hıtistiyan aleminin sonu geldi demektir. Çünki bu beyne sahip bir osmanlı nın neslide ona çekecek ve en az onun kadar düşünecek değil sade babası gibi benim faliyetlerimi tüm bizans faliyetlerini çözer... Tüm hıristiyan aleminin renkli rüyasını yok eder. Buda şimdiki ve önceki osmanlı imparatorluğunun çok daha güçlüsü kurulur. Ve ebediyete dek hüküm süreceği anlamına gelir. Böyle bir şeyi düşünmek ve hayal etmek bile beni korkutuyor inanıyorumki İsa tüm hıristiyan alemini koruyacaktır... Ama kahinim ve çok değer vermiş olduğum papazım Pancov yaptığı çalışmalar gizli güçler ile görüşmeleri sonucu benim gerçekten korkumu doğrulamakta idi...Dolayısı ile tüm bu olayı mümkün oldukça geciktirebilmek için tüm karanlık güçleri seferber edecek en güçlü tılsımlar yapılarak bu kitabımı ebedi istirahatgahına yerleştirip ayrıyeten bu alana o denli bir tılsım bıraktıkki Akrepler ve yılanlar dünya var oldukça bölgemi ve özellikle bu kitabı DEFN ettiğim bu yeri bekleyeceklerdir...Taki Tanrı benim korktuğum ve tüm hıristiyan aleminin gelecekte çok korkacakları o osmanlı kahramanı bu kitabımı bulup çözeceği güne deki Marmara denizi dört adacıklar mevkiinden karaya çıktık.


Kara tepe istikametine ilerliyoruz. Yolumuzun deniz tarafında etrafı taş duvarla çevrili çobanına ait kulübesi bulunan kapısı denize karşı Domuz Koturası var. Daha ileride çok az suyu bulunan Çatak Deresi üzerine kurulmuş sade mermerden mamul korkulukları dahi bulunan süslü Efendi Köprüsü’nden geçtik ve nihayet daha ileride anayoldan ayrılarak Kara tepe’ye tırmandık. Zirveye yakın kayalıklar önünde yol ikiye ayrılmıştı. Mıntıkanın iç kısmına giden yolun ağzında yerdeki ve yerli olan kayaya tam takım ve üzerinde binilmeye müsait ön sol karşısında kantarması asılı bir Eyer yapılmıştı. Kara tepe’nin en hakim noktasına denizden çıkışımızdan 4-5 saat sonra gelebildik. Buralardaki bütün kayalar kırçıllı ve işlemeye müsait mermerdir. Elimizdeki mevcudu koymaya müsait yeri seçtik. Bu arada kayalıkların en yüksek yerinde gözcülük yapan arkadaşımız daha evvelden yapılmış bir işareti haber verdi. Şöyle ki; bu işaret içerisinde iki kişi rahat yatabilecek etrafı kıyılıklı ve kornişli bir Tekne idi. Kendi işimizi gördükten sonra bu Tekne’nin gün doğu köşesini kırdık. Etrafı göz muayenesine tabi tuttuğumuzda kraliyet devrinden kalma bir de Höyük gördük. Artık işlerimiz bitmişti. Çerkez Eyeri’nin önündeki yoldan Kurt Tepe’ye doğru yola koyulduk.


Altı saatten fazla bir zamanda tepeye çıkarken dik kayalık bir yerde yol yine ikiye ayrıldı. Burada da, yine mıntıkanın iç kısmına giden yola işaret olarak ağzı açık bir Kurt Başı çizilmiş olduğunu gördük. Kurt Tepe düzlüğünde biz sivri bir kurt mezarı inşa edip yakınada o tepeye yabancı ve siyah bir taşa bir istavroz yaparak yere diktik. Bundan sonra ağzı açık kurt başının gösterdiği yoldan dört saat kadar ilerlemek suretiyle üzerinde tarihi kartal yaşayan azametli Kartal Kaya’nın üzerine çıktık.


Solumuzdaki kaya çok büyük, oldukça sivri olup askıda ağzı fırına benzeyen mağarasının kapı tavanına koyun çanını asarak sivri kayayı da kaydımıza aldık. Sağ tarafımızda üçüncü kaya ayrı büyüklükte olup şahinler uçuştuğundan buna da Şahin Kaya dedik. Üç kaya arası iki çatak dersi birleşip aşağılara doğru takip edildiğinde derenin sağında birbirinden bakıldığında gözükmeyen üç mağara vardır. Bunlar Sulu, İsli ve Kemikli mağaralardır.


Sulu mağaranın içerisine girdiğimiz zaman kaynayıp sola doğru akan ve ark içine alınmış suyu takip ettiğimizde bu arkın sağ ve solunda insan ve hayvan gidiş gelişine müsait yol da vardır. Burada sağlı sollu insan ve hayvan barınağı odalar görürüz. Ve nihayet su mağara içinde kaybolur. Mağarayı devam ettiğimiz zaman yeryüzüne çıktığımızda ancak üç-beş kişinin oturabileceği bir kaya düzlüğü ve fakat her tarafı uçurum olup aşağılarda gördüğümüz halkı yerli Yörük olan yeni köydür. Tekrar geriye dönerek giriş kapısından çıkıp selamet buluruz.


İkinci mağara İsli mağaradır. Bu mağarada çok fazla ateş yakıldığından hemen her tarafı isli olup iç kısımlara doğru mağara iki kola ayrılır. Bunlardan birinden gitmek çok tehlikelidir. Diğer kolunda insan barınakları vardır.


Üçüncü mağara Kemikli mağara olup, giriş ağzı çok büyük içi meydanlık gibi ve son tarafta büyük bir yığıntı olup kazıldığında bol insan kemikleri ve katır kemikleri ve nallarına rastlarız. Bu mağaranın daha iç kısmı da aynen isli mağara gibidir. Ayrıca mağaranın girişinde olan meydanlıktan yeryüzüne kadar hususi delinmiş yuvarlak duman ve hava bacası olup, mağaralar çıkışımızda hemen solunda da, kapalı bir kuyu vardır.


Bundan sonra dereyi takip ettiğimizde bu dere Çukurköyün (Çukurcambaz) ortasından geçip aşağılara iner. Bu köy 40 hane kadar olabilir. Evlerinin baktığı tarafta, yani dereyi aşağı istikamette takip ettiğimizde dirsek dirsek kıvrılarak gider ve bu dirsekler önünde ayrı ayrı üç dübek taşı olup ortadaki kırıktır. Bunun tam karşısında birbirine dayalı iki büyük kayanın altı çadır gibi olup çobanlar ateş yaktığından işlenmiştir. Bunlara çatma veya isli kayalar denir. Çukurcambaz köyünden kasabaya giden yol üzerinde 20 kadar binek taşı olup, bunların çoğunda rakam veya başka işaretler vardır.


Çukurköy’den tekrar Kartal Kaya’ya çıkar da, bu kayaya geldiğimiz yolu Tahtalı köye doğru devam ederken saatli kayayı bu yolun sağında göreceğiz. Bu noktada da yol ikiye ayrılacak. Bir tanesi Türbe tepeye çıkarken Ambar kayanın yakınında olan Ayazma’ya bir patika gider. Ayazma önünde yarım değirmen taşı vardır.


Ambar kaya ambar biçimi oyuktur. İçinde meşale, gül ve istavroz resimleri var. İsatavrozun bir ucuna hazan yaprağı dahi işlenmiştir. Daha yukarı çıkarken şahini tavşana saldırır vaziyette yapılmış olduğunu görürüz. Türbe Tepe üstünde türbe meydanında koltuk gibi üç oturak taşı, yan tarafta oyma nöbetçi mahalli alnında yarım ay, onun karşısında bütün ay güne bakıyor halde yapılmış olup, 3-5-7-9-11 rakamları yazılıdır. Aynı tepede ayrı bir yerde bir kahve tepsisi alt alta 8 fincan, cezvenin ağzı önünde 4-8-16 rakamları vardır. Hemen yakınımızda patika ikiye ayrılıp bir tanesi taş döşeme bir yola çıkar. Bu yolu yukarıya doğru takip edince solumuzda taşında bir salkım üzüm resmi olan suyu çok az akan Çırçır Çeşme’nin arka taraflarında gayda ve daha ayrı yerde de sakallı keçi başı resimleri vardır. Çeşme önündeki yoldan tepe üzerine çıktığımızda Hora meydanı ortasında sandıkvari siyah bir taş olup bir köşesinde sancak deliği vardır. Meydanın çevresinde 41 oturak taşı olup bazıları hususi yapma, bazıları biçimsiz taşlardır. Bunların bazılarında rakam, istavroz gibi nişanlar vardır.


Muradiye köyü yakınlarında gelin ata binmiş, alayı arkasında çalgıcıları dahi mevcuttur. Bu kayanın mevcut olduğu tepenin hakim noktasında siyah taşa oyulmuş susam tavası ve ayrıca oyuklar. Yine buralara yakın içinden az su akan fakat çok sarp bir derenin kayalıklarında bol domuz resimleri bunların ortalamasında dik bir kayadan inen su yarıntısı karşısında eskiden çalıştırılmış bir altın madeni ocağı vardır. Su yarıntısı ile sarp derenin birleştiği yerdeki kayanın burnunun yüksek ve sarp yerinde olarak değirmen kayası yapılmış ve bu kayanın dört yönüne birer istavroz vurulmuştur. Uzunhasan köyü dersi ve değirmenleri en altta olan değirmenin önünde hiç biçimsiz manda gibi siyah bir taş vardır. Çaltıdere köyü yakınlarında önü düzlük olan bir kaya burnunda trança balık sanki sudan çıkmış tekrar dalacak gibidir. Göksu’nun başı Üç tepelerin orta tepe dibinden çıkar. Hersek köyünün yanından geçerken büyük su uçtu şelale yapar. Buranın tam doğusu 103 adım mesafede dört köşe bir taşta koyun başı sığacak büyüklükte halka oyuğunun baktığı istikamette bir yığın toprak olup, rengi bu araziye uymaz ve üzerinde katiyen ot bitmez. Buraya da yakın bir yerde üstüne üç çentme basamak ile çıkılabilen bir kayanın üzerinde iki daire çizilidir. Bunların birinden ayrıca çekilmiş bir su oluğu var. Bu istikamette ve çok yakınında üzerine oturulacak bir koltuksu taş ve bir de, dede vardır.


Horoz köyü yakınlarında sırtında cüppe elinde tesbihi olan bir derviş 75 adım karşısında da, boynunda istavrozlu bir papaz vardır. Tekke köyü içerisinde bir ziyaret yeri olup, yukarısına çıkarken kayalıklarında konçlu çizme resmi var.


Ayrı ayrı üç şahısa ait değirmenlerin karşısındaki kuru dere istikametinde Karacalar köyü yakınında dikili bir kayada posta güvercini resmi vardır.
Karahasan köyü ile yeniköy arasında minare kayaya çıkan merdivenlerden alt kısımdan 12 tanesi kırık olup aynı köyler arasında kurudere üzerine kurulmuş 3 gözlü kemer köprü üstünden değirmen arkı geçer. Bu köprünün orta kemerinde bir karaca başı ve istavroz, ilk gözünde de, siyah dört köşe bir taşta Kara Hasan yazılıdır. Köprüden geçen arkın suyu papazın değirmenine, değirmenin karşısında da, papazın mağarasına gideriz.


Paşaköy civarlarında kudret hamamları olup, esas hamamların varlığından kalma döşeme mermer taşlarda karaca, kurt ve köpek izleri vardır. Ayran pınarı buralara çok yakındır. Pınarda 3 basamak var. Pınar arkasında bir taşta da bir gayda resmi görünür. Hamam harabelerinin karşı kısımlarında ismen nohutlu kaya ot yığınına benzeyip bir yerinde 366 rakamı yazılıdır. Mıntıkanın iç kısımlarında Kara göl, etrafında tamamına hakim yükseklikte bir kayalık içerisinde bir buçuk dekar kadar yer kaplar. Suyu oldukça derindir. Göl çevresinin alt araziye açık olan kısmından araziyi tetkik edecek olursak nihayet sarı gölü görebiliriz. Fakat sarı gölün olduğu yerden kara gölü görmek mümkün değildir. Sarı göl vezir tepenin kuzey eteğinde olup kara gölden pek farklı değildir. Fakat sığdır. Gölün ortasında siyah ada gibi bir taşta iki adet güvercin resmi biri su içer, diğeri içmiş havaya bakar haldedir. Sarı gölün tepe kıyıları kıraç kayalık olarak yükselip bu kayalıklarda ayağı prangalı kaçak bir hapis asker resmi vardır. Bu kıraç kayalıkta yabani zeytin ağaççıkları göze çarpar. Sarı gölün ispatı bundan başka Vezir Tepe üzerindeki 22 adım boyunda ve etrafı taş kaldırım döşeli vezir mezarı ile tamamlanmış olur. Sarı gölün akabilmesi için açılmış olan hendek var, arkı göl ucunda yan işlenmiş taş duvarlıdır. Bu hendekten akıp giden su Harami dereye karıştıktan sonra dereyi aşağıya doğru takip edersek yakın mesafede ve derenin sağında içine 3 basamakla girilen, savak başına 9 basamağı olan her bir tarafı hatta arkı bile taştan oyma Emin Ağanın değirmenini görürüz. Savak başı ark içinde 7 tane civciv olan bir kuluçka tavuk, civcivlere saldıran bir de yılan resmi vardır. Değirmene çok yakın bir kayada Topal Ayı ve ayının baktığı istikamette askıda bir mağara, içerisinde sağ duvarında bir çiftçi öküzlerini çocuk yatar vaziyetindedir. Ayının ayağının noksan kısmı kaşının üzerindedir. Buradan geriye Harami dereyi yukarıya takip edersek, derenin solunda sarı meşe ormanlarına rastlarız. Meşeliğin dere içi uzantısı ortalamasından Vezir tepe üzerine doğru tırmanmaya koyulunca bir-bir buçuk saat yürüdükten sonra karşımıza çıkan kanaralarda kıç kıça yatar halde renkleri ve sağlıkları bir birinden ayrı olan iki öküzün birinin boynunda çan asılıdır. Buradan daha iki saat kadar yukarıda yine karşımıza çıkan kanaralarda tek öküz otlar halde olup, öküzün baktığı tarafta ve 51 adım mesafede bir Yörük kızı bir tutam otu öküze uzatırken görürüz. Daha da yukarı kısımlarda geniş alanda bol ve türlü türlü resim nişanları ile karşılaşırız. Daha bir hayli tırmandıktan sonra karşımıza top koru çıkar. Top koru’da kayalıklarda hamile bir kadın, elinde bir çocuk tutuyor görürüz. Daha birkaç saat tırmanırsak Vezir tepenin üzerine çıkarız. Tekrar geldiğimiz yoldan gerisin geriye dönerek nihayet Harami dere’yi kaldığımız yerden yukarıya devam edersek dere ikiye ayrılır. Sağa gideni Şeytan dere olup, bu dereyi gezdiğimizde üç tarafı taşa oyma, arkı taş oyuk Ali Bey Değirmeni’ni görürüz. Değirmenden çıkan su ile diğer dere arasında Sofra Kayası bulunup, üç basamak merdivenin kamalaması üç baklalı olup üzerinde tabak içinde bir buçuk balık, ayrıca kase, yarım ekmek, tuzluk, çatal ve kaşık bulunmaktadır. Sofra Kaya doğusunun bir tepe aşımı sonraki derede Dağarcık(Arkacık) Değirmeni Kazan Dere’de olup, her bir tarafı taşa oyma olarak diğer değirmenlere nazaran çok daha sarp yerde yapılmıştır. Değirmen domuzluğundan dökülüp çarkı çevirerek çıkan suyun sıçradığı yerdeki moloz taş yığıntısına 7mt mesafede kabartma siyah renkli domuz resmi vardır. Bu değirmenin suyu dereden ve ayrıca kaynaktan gelir. Değirmene 200 arşın kadar mesafede olan kaynağın üstündeki yolu kuzey istikamete takip edersek Kara Orman Mevkilerine girer ve ilerledikçe pek sarp ve pek büyük, aynı zamanda alnı kesik halkalı kayaya rastlarız. Bu kayanın ön cephesinde ve yerde kayayı ve etrafımızı seyre dalarsak etrafımız bir sürü irili ufaklı kaya yığıntısı halindedir. Bunların arasında en büyük olanı misalen bina kadar ve fakat kambur oluşu ile şeklen kaplumbağaya benzer. Bunun üzerine çıkıp halkalı kayaya baktığımızda solunda mihraba benzer nöbetçi mahallini, onun sağında tabii büyükçe taş yarığını, daha sağında hafifçe bir kovuk olup kayanın yukarısına doğru baktığımızda aşağıdan yukarıya doğru 18 arşın yüksekte olan halkayı sağa sola yatar kalkar durumda görürüz. Bu kayaya sırtımızı döner de, yine ön tarafları seyre dalarsak çok sarp kayalık bir inişten sonra eski Bağdat yolu, yine sarp bir iniş büyük bir akarsu, suyun ötesi harabelik bir arazi, yükselen bir tepenin kayalıkları. Bu kayalıklara çıktığımızda en yüksek yerinde taşa oyma bir koltuk, bu koltuğa oturup da halkalı kayaya doğru baktığımızda halkası ile kendimizi burun buruna görürüz. Buradan görünüşü ile bir gözlüğü andırır. Halkanın Kaplumbağa taş üzerinden ve koltuktan başka yerden gözükmesi imkansızdır. Halkalı kayanın önünde tek siyah taş, üstünde ok gösterir. Koltuktan sol karşılarımıza baktığımızda bir boğaz, içerisine anayoldan ayrılan bir yol ve o yoldan gidersek suyu ayakta içilen ve taş oluktan akan bir çeşme, daha ileride bu yoldan sapan yolu takip edersek Sinekli Mağara’yı buluruz. Mağaranın girişi karşımızda dört köşe sütun halinde göreceğimiz taşın alnı delik olup, mağaranın sağ duvarında bir nal resmi, içine ilerlediğimde meydanın orta yerinde bir kuyu göreceğiz. Bu kayada işlenmiş taşların her birinde istavroz vardır. Daha ilerlersek mağara iki kola ayrılır. Biri tehlikelidir. Mağaradan dışarı çıkar, patikamızı takip edersek epey zaman sonra halkalı kaya üzerine çıkar ve yan yana üç tane mezar görürüz. Halka uçurumu bu mezarlara tam 200 adımdır. Uçurumun başında çizilip oynanmış dama oyunu görürüz. Bu halkalı kayanın üzerine de, gayri hiçbir yerden çıkılmaz.


8.Bölüm


Bu bölge Papaz iskelesi adı ile anılır. Deniz iskeleden çanak şeklinde görülür batı yöndedir, Bu iskelenin aslı çok eski devirlerden kalma olup gerçek iskele denizin içindedir. İskele burunludur. burada bir dere akar denize dökülür. İskelenin bir yakası kesme taş örgüdür denizin içine kadar gider. İskelenin arkasındaki tepede zeytin ağaçları vardır burası zeytinliktir. İskeleye yakın bir çeşme kuyu ağzı gibidir. Az bir su bu kuyudan taşarak denize akar. Adı papaz suyudur. İskeleden yukarı ince bir yol çıkar bu yoldan çıkarsak kapalı mağara önünde Dikili taşımızı görürüz. Bu mağaraya papaz mağarası denir. bu iskeleye bu adı veren bu papazdır. İsmi samrhasna dır. Ortadaki dikili taşın altından bu mağaraya girmek, kapısından içeri girmekten daha kolaydır ve daha az vakit alır. Aşağısı değirmendir. Değirmen Samr hasna nın değirmeni ismi ile geçer. Samr hansa nın değirmeninin arkasında bir buçuk boy yükseklikte bir buçuk boy ara ile 3 adet delik olup kapalıdır. Üst sıvası delik ortasına vurularak kırılır. Orta delik kırılıp yol harçlığı ile şifreli kroki alınır. Bu kroki papazın mağarasının krokisidir. Kroki olmadan papazın mağarasının girişi bulunsa dahi içinde yol bulmak mümkün değildir.


Sene 1876 teşrin evvel ayında akçay deresine geldik. Bu dere içinden karaya çıkıp papazın mağarasında işlerimizi hallettikten sonra 31 saat kervanla yol aldık geldiğimiz muhitin adına kanç kütük beldesi denir. Bu beldede Ağ Pınarı namı ile anılan bir çeşme vardır. Bu pınara gelirde sırtımı pınara dayar karşıma bakarsam. Karşım sergen dik kayalıktır ve üzerinde bir istavroz işareti görürsün. Bu işarete tırmanıp işareti kırın. İçinde bir tane Sultan Mahmuda ait fındık altın vardır. Bu pınarın ıspatı bu tek altındır. Bölge bir kapalı çanak gibidir ve bir çok köy vardır. Bu köyler şöyledir.


Kırcali köyü: Bu köyün yakınında kirazlı yayla ismi ile anılan bir yer vardır. Kudret hamamları da denen kaplıcalar yine bu köye yakındır.


Dikmentepe köyü: Bu köyün 3 saat aşağısında Karahasan Köyü vardır. Ve Has köyle araları yarım saat çeker. Bu köyden tahtalı köyüne gitmek istersem yolum iki saat daha uzar. Tahtacı köyünün karşısıda ki düzlükte Monika Çiftliği ismi ile bilinen bir çiftlik vardır.


Yeniköy: Bu köyün diğer adı Hersek köyüdür ve karşısı Danagöz köyüdür. Bu köyler arasında bir köprü vardır. Köprüden ayrılan yolla 12 saat devam edersem Bağcıklı köyüne gelirim.


Biz bağcıklı köyüne devam ettik. Bu köye Alibey ismini verdik. Bu köyün halkı kendir eker ve pamuklu elbise giyerler. Kendi dokuma atölyeleri vardır. Sürekli beyaz dokur beyaz giyerler. Bu köyün etrafı büyük ormanlıktır. Ormanlar pelit ormanıdır. Toprağı kahverengi deve tüyü rengindedir. Diğer köylere benzemez. Bu köyde konakladığımız süre içinde sürekli dolaştık uygun yerler aradık. Ağ pınarına geri geldik. Burayı başlangıç noktamız olarak belirledik.


Ağpınarın 300 adım mesafede taş döşeme bir yol büyük horo tepesine çıkar. Bu yol üzerinden devam edersek sol tarafımızda bir çeşme vardır. Bu çeşme burada ilk yaşayan insanlardan kalma olup üzerinde GAYDA resmi ve birde üzüm salkımı resmi vardır. Gayda resmini biz yaptık bu tepenin horo tepesi olduğunun ıspatıdır. Üzüm salkımı çeşmenin kendi resmidir. Bu çeşmenin arkasına dolanıpta bakarsak arkasında atıl duran bir taş görürüz. Bu taş kare kesme bir taştır. Bu taşın üzerine bir kemençe resmi yaptık. Horo tepesinin üzeri düzdür bir tarafında yarım boy yükseklite taşlar olup asıl horo tepesinin işaretleri gömülüdür. Bu işaretler koltuk taşları olup sayıları 38 adetti. Hilal şeklinde sıralanmıştır. Hilalin açık kısmına denk gelen yerde de tek bi taş vardır. Bunun rengi farklı olup bu taş horasandan kalıba dökmedir. Bu taşın oturduğu ana kayaya bakarsak yani taşı kaldırırsak siyah bir kaya üzerine oturduğunu görürüz. Bu kayayı bütün olarak yerinden sökün. Horo tepenin asıl mahseni buradadır. Bu taşların her biri işaretlidir. Her taşta bir çetenin işareti vardır.


Buradaki en kolay para 3 adet dikili taştadır. İkisi bir arada bir tanesi onlardan farklıdır. İkisi bir arada olandan sağ tarafta olanı kaldırın. Burada da bir ufak kemençe resmi boya ile yapılmıştır. Resim küçüktür. Resmi gördüğünüzde resmin kendini kırın bu taşın içi oyulmuş içine emanet konmuş ve üstü kapakla doğasına uydurulmuştur.


Pınara geri 300 adımla geliriz. Bu pınarın arkasında pınara sırtımızı verecek şekilde yürürsek bir gayda resmi daha buluruz. Bu ufak bir resimdir ve ana taş üzerindedir. Bu taşın arkasına dolanırsam taşa çıkmak için 3 basamaklı bir merdiven görürüm. Bu merdivenin en alt basamağının önünden kazıp basamağın altına doğru kasayı bulursam burada 150 okka çeken Napolyon altın parasını bulurum.


Kudret hamamları ise Kırcali köyüne yakındır. Bu hamama giden yol üzeri döşeme taştır. Bu taşlar üzerinde karaca ve köpek izleri yapılmıştır. Bu hamamın arkası büyük bir kayalıktır. Bu kayalıkta harici bir taş üzerine bir kadın elinde bir çocuk taşır hamama gider şekilde yapılmış kabartma bir resim vardır. Bu resim bizim tarafımızdan yapılmış ve parayı saklayan kasanın girişini saklamak için buraya konmuştur.Elindeki çocuğun kıç tarafından bu işareti kırarsanız eğer hiç zorlanmadan parayı alırsınız. Para 300 adet Osmanlı sarı lirasıdır.


Hamama geri gelirsek hamama sırtımızı verdiğimizde karşımızda gördüğümüz kaya üzerinde Osmanlıca 360 rakamını görürüz. Bu rakamın altında da karaca izleri vardır. Biz bu hamada 3 gün 3 gece konakladık. Bu bölgede ana kayadan oyulmuş bir değirmen vardır. Değirmen hiç çalışmamıştır. Yarım bırakılmış ve yapılmamıştır. Değirmene karşıdan bakınca solunda 9 basamak merdiveni görürsün. Birinci basamağı oyulurken çatlamış ve öyle bırakılmıştır. Basamaklardan çıkınca değirmene düz girilir.


Bu değirmenin domuzluk ayağının içine girer ve sağ duvara bakarsan civcivli tavuk işaretlerini görürsün. Civcivlerin biri ana tavuğun üzerinde olup bir yılan ona saldırır haldedir. Bu civcivlerden ana üzerinde olan civciv horasan sıva ile yapılmadır. Diğerleri ana kayada oymadır. Sıva ile yapılan civciv içinde tek bir Bizans altını vardır. Bu değirmenin ıspatıdır. Bu değirmene gelen suyu takip edersek sağ tarafta def ile oynayan ayı ve ayıcıyı görürüz. Bu ayı ve ayıcı tarafımızdan çizilmiş olup aynı zamanda krokidir. Şöyleki : Ayıcının baktığı yöne 23 adım atarsam ve yerdeki gri taşı kaldırırsam bu taşın altında bakır paralarımı bulurum. İşime yaramaz. Bu taşın üzerinde ayının ayağının izi vardır. Bakır paraların altında ikinci bir kat olup asıl işime yarayacak paralar buradadır.


Değirmen önünde bir binek taşı olup. Bu taşın hemen ön tarafında çalılık içinde bir yarık kaya vardır. Bu yarık kayanın içine bakarsanız harçlık paraları bu taş içindedir. Bu binek taşının üzerine çıkıp dikilirsem karşımda bir mağara görürüm. Bu mağara girişi ufak olup romalılardan kalmadır. Mağara girişine kesme bir yol gider. Kapısı ise iki adam yan yana geçecek kadardır. Mağaraya çıkarsam mağara içinde bir çocuk iki çift öküzü çeker halde resmedilmiş olarak görürsünüz. Mağara girişinden bakıldığında değirmen ve çevresi görülür. Bu mağara ve çevresine Eminağa nın ismini verdik. Buranın büyük emaneti öküzlerin arkasından geçilen ikinci mağaradadır. 111 torba altın paradır. Saruhanlıdan gelen postanın soygun parasıdır.


Buradan vezirtepe namı ile anılan tepeye doğru çıktık. Bu tepenin yamacında bir alana geldik burasına kirazlı adını verdik. Burası düzlük bir alandır ve yaylalıktır. Bu yaylada bir öküz resmi kabartma olarak mevcuttur. Romalılardan kalmadır. Bu öküzün boynuna 33 adet sarı lirayı horasanla yapıştırdık. Bu yayladan 2 saat mesafede erikli yayla adı ile anılan başka bir yayla vardır. Erikli yaylada 5 gün boyunca konakladık. Bu süre içinde pek çok işaret yaptık bu işaretler yarım ay, civcivli tavuk, öküz, kız, yılan, balık, ayı ve ayıcı, davul, domuz, tavşan, kartal, çakal, sansar, porsuk , saka kız, terazi, kantar, sofra taşı, at ve insan işaretleridir. Bu işaretler sizi çok oyalar buradaki en kolay para insan işaretine gelir ve kırarsan bu işaretin içine saklanmış 50 adet sarı lirayı bulursun.


Erikli yaylasına yakın top top kümelenmiş ağaçlardan oluşan bir çayırlık alan vardır. Bu alana biz Topkoru dedik. Etrafa hakim güzel bir tepedir ardıç ağaçlıktır. Bu alandaki büyük kayayı yontarak hamile bir kadın haline getirdik. Kadının karnını oyduk kadının kucağındada bir çocuk vardır. Çocuğun içinde 380 adet bulgar altını vardır. Bu çocuğunda diğerindeki gibi kıç tarafından kırılarak parası alınır. Topkorunun bir yakası diktir. Buradan inersek harami deresine ineriz. Bu dere yol vermez zor bir deredir. Biz derenin sağından ve solundan ağır ağır ilerledik. Derenin çatağına vardık. Burada sağdan ve soldan iki dere gelir ve haramidereye birleşir. Sağdan gelen kola şeytan deresi adını verdik.


Şeytan deresini takip edersek derenin karşı yamacının çok engebeli ve kayalık olduğunu görürüz. Burda yol bulmak bir hayli zordur. Yüklerimizi hafifletmek için ana kayaya 3 yere oyuklar açtırdım. Biz bu işlerle meşgul olurken Dedo ve 14 kişilik çetesi bulunduğumuz yere geldi. Yanlarında yüklüce malları vardı. Bu malların güvenliği için bu değirmenleri oldukları yere bıraktık . Değirmenle derenin arasında sofra kayası vardır. Üzerine 3 basamakla çıkılır. Kaya üstü nişanlıdır. Nişanları şöyledir. Yarım bir ekmek dilimi iki tabak bir buçuk balık 7 çatal ve 7 kaşık ile bardak 3 bakladan oluşan çerkez kaması. Dedonun getirdiği paranın tamamı bu sofra taşına gömülmüştür. Zincirin olduğu tarafa kayanın dibinden beş adım sayarsam ve birbuçuk adam boyu kazarsam 7 çatal ve 7 kaşığı burda görürüm. Kaşıklardan bitinin üzerinde 7 yerin haritası deri üzerine sarılıdır. Bu kaşık kendi kaşığım olup gümüştür. Kaşığın sapı üzerinde haritanın şifresi vardır. Kaşık ağzına sarılı harita bir sakızla kaplanmıştır. Kaşık bir ay boyunca güneşte bekletilirse sakız kurur ve kırılır harita o zaman açılır. Beklemeden açmaya çalışınılırsa harita zai olur.


Sofra kayanın doğusuna gelen ilk tepeyi aşarsak arkası kazan deresidir. Burda bir düz alan içinde bir süre konakladık. Burada bir balık işareti olup bu balık işareti orda bulunan mağarayı ve malını işaret eder. Bu mağara Bizanslılardan kalma kral Mihail mağarasıdır. Biz mağarayı hazır bulduk. İçinde 60 kazan dolusu envayi çeşit para ve mücevher vardı. Bir kısım silahlar ve değerli heykellerde yine bu mağaranın malları arasındadır. Bu mağara bir şelale kenarında olup ağzına bir değirmen inşa ettik bu değirmenin adı arkacık değirmenidir. Bu isim tarafımdan verilmiştir. Bu değirmenin diğer adıda kazandere değirmenidir.


Kazan dere haricinde 6 yerde daha arkacık değirmeni vardır aynı işaretleri taşır hepsi sahtedir. Sadece kazanderedeki değirmen gerçek arkacık değirmendir. Ertesi günün şafağında yeniden yola koyulduk. Merkezi hükümet tarafından 300 kişilik bir birliğin peşimize düştüğünü öğrendim. Değirmenin üst tarafına dönerek patika bir yoldan ilerledik. Poyraz istikametinden kara orman mevkiine gelip buradaki boğazda pusu kurduk. Gelen 300 kişilik birliğin tamamını öldürdük. Bizde 5 kişi kayıp verdik. Buradaki büyük bir kayayı kırdırıp tek bir istavroz işareti yaptık. Bu taşın adı alnı kesik kayadır. Bu kayanın sağ tarafında 3-4 kişini sığacağı bir korunaklı yer vardır. Bu kovuğun altını oyarak buraya bir mahsen yaptık. 6 heybe dolusu altın parayı buraya gömdük. 17 kişi çalışarak bu burayı kapadık. Kovuğun içine girer ve sol tarafa bakarsak bir kaplumbağa işareti görürüz. Aynı muhite Bursada balıklı kilisesi tavanından sökülüp buraya getirilmiş altın halkayı çaktırdım. Üzeri katran kaplıdır. Halka zirveden 6 metre aşağıdadır. Bu kayanın adı halkalı kayadır. İlerisi Arnavut kaldırım döşeli bağdat yoludur. Bu yolu arkamıza alırsa ve ona paralel akan ince bir dereden karşıya geçip bir meyilli yokuşu tırmanırsak yolun sağında eski bir harabeliğe geliriz. Bu harabelik bizanslılardan kalma bir yerleşimdir. Burada pek çok nişan vardır. Bu nişanların bazılarında tek paralar vardır. İşaretler adamlarımın kendi işaretleridir. Bu harabeliğin karşısındaki kayalıkta bir oturak taşı vardır. Oraya oturup halkalı kayadaki halkayı görürsünüz. Gözlük gibidir. Sağa ve sola yatar yattığı yere iz yapmış gibidir. Bu harabelikten halkalı kayaya geri gelirsek halkalı kayanın sağından dar bir boğaz geldiğini görürsünüz. Bu boğazda bir çeşme vardır. Bu çeşmenin aslı Bizans yapsıdır. Suyu ayakta içilir. Taş olukludur. Bu çeşmeye sırtımı verir ve karşı sırta çıkarsam bir mağara görürüm. Ben burayı bulduğumda içerde 5 at leşi vardı. Bu leşler sineklenmişti bu yüzden bu mağaraya sinekli mağara ismini verdim. Bu mağara ortasında bir dikişi taş vardır. Yarım boy yüksekliktedir. Taşın altında bir oyma delik deliğin sağında bir nal işareti vardır. Bu taşı kaldırıp bakın nallar devam eder. Nalları izleyin mahzene girin sağ yolu takip edin sol yola gitmeyin. Sol yol tuzaklıdır ve nereye gittiğini ben dahi bilmiyorum. Sağ yolda kısa bir süre sonra 4 adet ufak oda ile karşılaşırız. Buradaki odaları biz kapattık. Malları kendi içlerindedir. İkisi dolu ikisi yarı doludur. Bu mağara önündeki yol eski Osmanlı başkentine gider. Uzun yoldur yol boyunca sağ ve sol tarafta beyaz sandık biçimli taşlar vardır. Sağ yandaki taşların bazıları istavrozludur. İstavrozlu taşların içine delik açılıp biner adet karışık altın para konmuştur. Bu taşlar 3 adettir. Bu taşların uçları kırılmıştır.


Bu yolun gittiği yön kurt tepesidir. Burası ağaçlıktır. Meyilli bir yolla çıkılır ilerisi renkli kayalardır. Tepenin arkasında 3-4 adım büyüklükte bir kurt resmi vardır. Ağzı açık kafası yola bakar şekildedir. Bu kurdun baktığı yolu izlersek bir tepeye varırız tepe üzerinde sivri bir mezar var. Bu mezar sahtedir mezara yakın bir taşta bir istavroz vardır. Bu taş vezirtepesinden buraya getirilmiştir.


Bu taşın altında bir kazan büyük para vardır. Burası 27. Bölgenin işaretidir. 140 Gün burada oyalandık. Mevsim uygun olunca buradan harami deresini aşıp bağdat yoluna geldik bu yol üzerinde bir yokuş var bu yokuşa devebağırtan derler. Burada bir gün konakladık. Bu civarda bir deve resmi arayın. Üzerinde yükü önünde bir diğer deve yükünü boşaltmış ona bakar haldedir. Bunlarında önünde bir sıpa resmi vardır. Bunun parası altındadır. Buranın diğer bir adı pamukçu yokuşudur. Yokuşun bittiği yerde bir taşta bir balık bir ok bir nal resmi vardır. Balık oka ok nala bakar şekildedir. Buranın aşağısında bir değirmen vardır. Bu değirmene inip mola verdik değirmenci stefandır. Stefan o gece bizi ağırladı.


Sabah uyandığımda bir baktım en kıymetli haritalarım ve bir çanta dolusu altın param çalınmıştı. Değrimenci kaçmış meydanlarda yoktu. Adamlarımı kaldırıp peşlerine düştüm. Karacalar köyü civarında stefanı ve karısını kıstırdık. Kısa bir mücadeleden sonra stefanı öldürdük. Bir mezar yaparak içerisine cesedi koydum. Ancela ya kıyamadım. Aramıza kattım. Dereye indik dereyi izlemeye başladık burada ana taşa oyma Aliağa değirmenini bulduk sahibi bir türktü kendini öldürdük. Değirmenin adını uzun ali değirmeni olarak değiştirdik. Değirmenciyi kuyuya atarak yaptığımız mezara bir bakır kap parayı ve kıymetli 3 yerin haritasını koyduk. Burada Ancela adamlarımdan biri tarafından tecavüz edilerek öldürüldü. Adamımı öldürttüm. Uzunali nin mezarının yanında bu mezarları yaptırdım cesetlerini içlerine koyup Ancelanın zümrüt yüzüğünü ve kolyesini baş ucunda kendisine bıraktım.


Karacalar köyünün arkasına dolanarak beyaz bir taşı oyarak muntazam bir şekilde ağzında mektup bulunan posta güvercini işareti yaptırdım. Bulursanız mektubu kırın. İçerisinde şifreli bir haritam vardır. Bu harita karahasan köprüsünde mevcut paramızın yeri dahi gösterilmiş 37 günde çizilmiş olup dağ tepe ova isimleri şifreli olarak konulmuş olup 2 katı günde çözülebilir.


Konstantinopolis eyaletinden itibaren emanetlerimizin yerleri noktalarına varılıncaya kadar burada izah edilmiştir. Uzunali değirmeni uzunali köyü yakınındadır. Onun civarındada keçi deresi bulunur. Karacalar köyünün ortasına geldik.burada 3 gözlü bir köprü gördük çok güzel inşa edilmiş bir köprü idi. Dikkatli tetkik edilir ise kuru bir dere üzerinde kemerli bir köprü olduğu görülür. Üzerinden değirmen arkı geçirilmiştir. Bu ark ileride yeni kurulmuş bir köyün arasındaki değirmene su getirir bu değirmen 40 basamaklıdır. Basamaklardan 14 adedini biz kırdık. Köyün toplanabilir bütün emanetlerini bu basamaklar altına koyduk. Bu köyde bir sağlam işaretimiz daha mevcuttur. Haç işareti bulunan kayada oradadır. Tekrar köprüyü izah edecek olursak köprünün altına gelen son kemerinin altında haç işareti vardır. Orta gözünde kabartma bir karaca veya geyik başı görürsünüz. Bu köprü rum devletinin eseridir. Civarda eski rum evleri bina yerleri mevcuttur. Bu köyden kalkan halk daha ilerideki yeni kurulmuş köye göç etmiştir. Ben ufak bir emaneti kemerde bulunan taşın altına koydum. Üzerine karahasan yazısını yazdım eski türkçedir. Çıkarılıp bakılır.


Namuzsuz papaz soyguncu olarak bilinen samurhansa bu işlerden pek fazla yükünü tutmuştu civar köyleirn haracını toplardı. Bir defasında tam 1500 baş ufak hayvan ve envayi çeşit kilimlerin kendisine haraç olarka verildiğini köylüler söylediler. Hedef olarak bu papazı kendime rakip seçtim. Bir gece aynı mahalde olan değirmenini bastık yaktık harap ettik. Baktık ki samurhansa kaçmış. Bu arad gezinirken papazın mağarasını tespit ettik. Hemen mağarayı sardık. Müsademe sonunda papazla birlikte 5 adamını öldürdük.bu mağara içerisinde çok hazine vardı. İşte samurhansanın değirmeni ve mağarasnını bulursanız mağranın içini 5 arşın kalınlığında toplama taşla dolmuş olduğunu görürsünüz evvel bu taşları temizliyelim. Altında ızgaralı demirlerle karşılaşırsınız altında samurhansanın dünyalığı vardır. Değirmenin karşı tarafındaki tepeye çıktık. Orada bir şölen tertip ettim. Bütün gece eğlendik. O gece bu tepede bazı gizli faaliyetlerimizde oldu. Kayıdıma yazılı olarak …. Şifre mevcuttur. Bu tepe küçük hora tepesidir. Söylemek lazım gelirse bu kayalıklarda hiç ot bittiğini biz görmedik. Buraya nohutlu kaya dedik. Bağcıklı köyü civarında sıra ile dikilmiş 13 adet dikili taş mevcuttur. Ortadaki taşın rengi siyahtır. İçi oyuk olup 15000 adet mebla ile beslenip sıvanmıştır. Eğer gelirseniz kaldırıp bakın. Birde haç işareti bulursunuz.


İçine 3 basamakla girilen çalgılı mağaramızda buradadır. Burada da 12 adet dikili taşımız vardır içlerinde birisi doludur. Kaldırıp bakalım. Mağaranın solunda kaldırım döşeli bir patika tepenin üzerine çıkar. Kaldırımı dikkatlice takip edin biz kaldırımın bittiği yerde durduk 2 x 2 x 2 bir yeri kazdık ve zenginleştirdik. Sizde orayı bulurda kazacak olursanız altından 3 lü bir kemer çıkar. Aradağınızın bu 3 lü kemerde olduğunu göreceksiniz. Önündeki dere içinde bir sofra kayamız vardır. Yuvarlaktır. 4 bir tarafında 4 dikili taşımız vardır. Taşın üzerinde 7 çatal 7 kaşık ekmek dilimi bir buçuk balık içki kadehi ayrıca ufak zincirli bir çakı resmi vardır. Çakının zincirini izleyelim derenin karşısında bir mağrayı gösterir. Mağara Bizanslılardan kalmadır. Mağaranın girişine dikkat kapısı üzerinde sandık biçimli bir taş vardır. Özel olarak yapılmıştır. Çıkarıp bakın. Mağaranın önüne bir ayak attığımızda görecağimizi işaret etmektedir. Burada tespit ettiğim husus keçi deresindeki adı ile mükellef deredir. Haramiler deresi kadar üzerinde durulmuş basit bir uğrak yerimizdir. Keçi deresinde mola verdiğimizde vakit epey geç olmuştu. Karagöz dana göz ve savlan köylerinde güneş yavaş yavaş batmakta idi. Adamlarım aç ve yorgunlar halsiz ve dermansız kalmışlardı. Emri verdim konakladık çadırım kuruldu. Atlar bağlandı. Teçizat toplandı. Emanetler çadırıma yakın bir yerde kontrol altına alındı. Ateş yakılıp ördek ve hindi gibi etler kızartılmaya başlandı. Yemekten sonra sabah dere boyunda yaban keçileri gördük bizi görünce kaçmaya başladılar. Sürü gayet kalabalık işte bu dereye bu yüzden keçi deresi dedik. Eğer yolunuz düşerse rastlarsanız iyi bakın tarafımızdan yapılmış pek çok işaretler görürsünüz. Keçi deresinden batıda daha ileride belirteceğimiz nalbant sahası alanı vardır. Şayet bu deredeki mağraları gezip incelersiniz tarafımızdan yapılmış nişanlar raslarsınız.


Burada iri bir mağara içerisinde 3 adet gemi resmi görürsünüz. İyi bakınız gemilerden biri yüzer şekilde diğeri yatar vaziyette bir diğeri ise ters dönmüş şekilde çizilmiştir. Emanet malın ağırlığından yatmış olan gemidedir. Dere içinde siyah bir taşımız olacaktır 8 kişi tarafından yuvarlanarak taşınmıştır. Siyah taşı bulursam bakarım üzerinde 6 yavrulu domuz resmi anası önce onun arkasında sıra sıra 6 yavru vaziyettedir. Yavruların birinde tek bir domuzlu altını alıp esas malı taşın altında ararız keçi deresinde başka 3 yerde domuz resmi görülür. Oturmuş tek domuz mala bakar domuzun başının baktığı yeri kazarsam altından büyükçe bir taş çıkar onu kaldırırsam asıl kaynağa ulaşırım.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 542
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Prş Nis 09, 2020 15:28

Bu eşkiya belgelerinin içinde en dikkate şayan bir yer vardır. Bilinen adıyla KUDRET KALE bununla ilgili toparlanmış bir iki satırı buraya alayım ki kim nelerle karşılaşacak algılayabilsin. Bu topalarlanmış satırlar kalenin yeri ile ilgili olmayıp içeriğini ihtiva eder.Umarım yardımcı olur.


Kalenin üzerinde taş kaldırım çevrili bir mezar var, bu mezarın ayak
ucunda bir heybe altın paramız saklıdır. Mezarın dört köşesine birer heybe dolusu Reşat
konmuştur. Bu mezardan yetmiş iki basamakla su yoluna inilir kudret kalenin güneyinden üzerine
çıkılırken bir sahanlık su savama yeri var olduğunu görülür, burası mahzen kapağıdır. Kudret
kalenin doğu kısmında kayada çıkıntıda bir birine bağlı yedi adet put ve kuş resimleri bulunur. Beş
adet mağara delikleri de buradadır. Bu deliklerden ikisine merdiven dayana bilir. Kalenin güney
kısmında bir çerçevede üç adet oynayan kızlar resim edilmiştir.
Bu çerçeveden ana mahzene inen
bir yol vardır. Burası çok tehlikeli ve zahmetlidir. Kalenin güney üstünde bir tuvalet kanalı görürüz,
bu kanalda yedi heybe ziynet eşyası pisliğin içine döküldü. Bu kanalın ucu güneye doğru dereye iner.
Tuvalet kanalının başından bir insan botu kadar aşağıda, hamile bir kadının karnı gibi bir
çıkıntıda yirmi sekiz okka altınımız horasanla sıvalıdır. Kalenin güney batı tarafındaki mağara yaya
mağarasıdır bu mağaraya yan yan gelinir, mağarada baca vardır, bu mağara kahve ocağıdır, tam
ortasından bir kapak açılır, ve burası ana mahzenin girişidir, mağaranın sol tarafında ocak yerinin
altında bir kazan para konmuştur. Bu mağaranın güney batısında bir dervişe benzeyen bir taş
vardır, bu derviş taşının altında üç adet burgu deliği vardır, altında üst üste konmuş beş adet kazan
içinde altınlarımız konmuştur. Bu kazanların altında horasan kapak olup altındaki yol atmış altı
heykel mahzenine iner.
Kalenin doğusunda kel bir tepenin üzerinde üç adet mezar vardır, ortadaki
mezardan seksen adet külçe alındıktan sonra, altındaki horasan kapaktan bir tünele geçeriz. Bu
tünelin tavanı tuğla gibi yetmiş iki ton külçe altın ile kaplanmıştır. Bu tünelden kudret kalenin bütün
mahzenlerine girilebilinen tuzaksız tek kapıdır.
Dikkat edilmesi gereken tek ve önemli husus
buradaki civa oksit zehrinin varlığıdır. Kudret kalenin doğusunda büyük bir yığma vardır, bu yığma
kaleye kervanla gelen bütün varlıkları içeri soktukları cümle kapısıdır. Bu yığma taş ocağıdır,
buradan demir kapılara girilir.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 542
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Pzt Tem 13, 2020 22:36

KORSAN MAĞRASI

Kurudere üzerinde denize 3km mesafede kayaların dirsek yerinde nöbet deliği bulunan tahmini 2 km uzunluğu içeren bir mağra mevcuttur.Bu mağra oldukça ilginç ve bir bir o kadarda esrarlı.




magaraaa.jpg




İç kısmı oldukça yüksek yalnız çok virajlı bir giriş tüneli var.500 m sonra su kanalı görüntüsü ile karşıkarşıya kalıyorsunuz.Umut yitirmeye lüzüm yok.Aynen yatıp iç kısımlara doğru o esrarlı kısmı görmeye sürünüyorsunuz 10 m kadar.Ayağa kalktığınızda hemen tavan dikkatinizi çekiyor.Nedeni şu,tavan kubbe şeklinde olup tahmini 2.5 m yüksekte bir delik görülür.Girişten bu bölüme kadar size büyük yarasalar eşlik edeceklerdir.Bu kısıma gelindiğinde tüm yarasalar bu büyük deliğin içinde kaybolup geri kalan kısmı onlarsız gezmenize adeta izin veriyorlar.Buraya kadar herşey iyi ve ilginç.Yalnız bundan sonra,yani kubbeli yerden tünelin devamına ulaşmak için tekrar su kanalı görüntülü dar girişe doğru sürünmeye devam ediyorsunuz.3 adım sonra yine ayağa kalkıp devam edilebiliniyor.




Burdan ötesini inanın çok anlatmak isterdim,ancak arkadaşımla tam bu yerde karşımıza çıkan bir yaratığın bize o an yaşatmış olduğu korku bu yere 2.5 yıldır terk etmemize yeterli olmuştur.Yaratık hakkında tarif vermek istemiyorum,söyleyebileceğim tek şey,yaratık çok devasal büyüklükte olmasıydı.
Bu mesaja eklenen dosyaları görüntülemek için gerekli izinlere sahip değilsiniz.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

balkaya34
Mesajlar: 104
Kayıt: Pzt Haz 29, 2020 14:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen balkaya34 » Sal Tem 14, 2020 13:30

Selam arkadaslar,,, Burada , esgilerden hatirladigim.kadariyla
( rA ) usdad varidi 2002 veya 2003 ,,2005 yillari gibi hatirlihorum.,
Burada bazi belgeler koymuş ,Sagolsun Varolsun ,
Aslinda Trex 34 üde hatirlar gibiyim.
Demem oki ( rA ) usdanin koydugu bu bilgilerde olan bazı isaretlerin yerleri farkılı. Bu isaretlerin yüzde 80 ine ulaşdım .ve gördüm .bazilarini resimledim.bazilarinida resim.cekme imkanim yokdu yazdım. Bunu bilmenizi isderimki heran herzaman bunlari kim gelirse gelsin bir bir gezdirip gösterebilirim,

şuan sazli GÖLÜN resmi elimde yok Ama sazli gölü ,Şeytan dereyi daha dogrusu buldum.ve Inceledim, Sazli göl bir az bir su cikiyor etrafi sazlik.oyle cok genis bir gol degil.ortasinda bir kaya var ,Kayaya cikmadim ,Yani ürpertici bir sazlikdi kayani ucu disardan gözüküyordu, Golun doguya dogru Hicbir ise yaramayan 9.adim bir kanalı vardi burada doguya bakdiginda tepenin zirvesinde çok büyuk bir anakayadan GEMİ var. Buradan dereyle indim bir buyukbas hayvanin govdesi gibi bir mavimsi tek ve orada baska hic olmayan bir tek kaya var ,Acaba Sofrakaya bunun altindami diye duşundum altini biraz ayak ucuyla desdim.kül oldugunu gordum anladimki buraya bu kaya yerlesdirilmis.Devam ettim asagiya dogru ,Sagtarafin tek.parca ve yamacda omple mrrmer ana kayaki bunun tamimıni uzunlugu 1 klm mesafe olabilir uzunlukda.Bu ana kayanın bitiminde çok ilginç ve çok orjinal ozel.yapma bir şelale var.Bu selalenin on kısmını cok guzel.ana kayadan kesmiş duzlemiş ,Ust kismina 50 cm genislikde, 3 metre uzunlukda 50 cm derinlikde cok guzel bir havuz yapmış ,Buradan sagadogru araziye bir degirmen argi çikarmiş ve bu ark 200 metre tamini mesafede bir oda buyuklugunde çukur var o cukurda bitiyor isde bahsi gecen ALIBEY degirmeni dedigi yer burasi aslinda degirmen degil.bir çukurdan ibaret.,Gelelim.selalenin oldugu yere buradan 80 cm arayla parmak sigacak kadar iki kanal yarmış.buradan skacak.olan suyun altina cok guzel harbirine birer tane ,ÇORBATASI GIBI SU TOPLAMA kabi yapmış ,Su srlalefen akarsa bu kaba dokulur ,Iki su tasindan da yine kayanin yanagindan iki kanal daraltarak getirmiş 3 ncu bir tasa bu suyu akitmiş gibi yapmış ,Siz bu adam kafasindaki yorumu yaziyor sanmayin ben gordugumu birebir yaziyorum.Ilk iki su kabınin arasina iki adet BALIK yapmıs birisi balik.isgeleti birisi normal.balik.Bunlarin uzunlugu tahminim 12 cm uzunlugunda yaklasik.bu havuzun usdunde kumolan kisimda 3 adet KIREC KUYUSU sokulup oraya.atilmis böyle gördüm, Buradan asagi devamda Buyuk bir kaya var Bu kaya ÇATLAK bu kayadan cok tatli.su akıyor bu derede baska su yok.burasi ilerde HARAMI DERRYLE birlesiyor.,Ve biraz ilerde KAPI KAYA var ,Buradan baska gecit madigindan bu kapi kayayi genisletmisler dokayisiylada orda resim varsa kirilmiş ,Ama yilandan kalan bi oyma bacak kalinliginda bir parca var orda.,Dete bitmeden sagda KIRPI KAYA VAR kapi kayaya 80 veya 90 metrede 3 mezar var biri İMAM sarikli.
Demem.oki KATIR BOGAN GOLÜ top.koruda yani YORUK YAYLADA dir.cok cetin bir derede.dir.ben siteye koydum onu.Gol bir selaledir ve burda.kucaginda karaca olan bir KIBEKE var.,Bu dereden asagi indigindede HAMILE KADI VE YANINDA COCUK var bunlari koydum sitenizdedir.,Bu yazdiklarimi heran gosderebilirim ,Saygilar.

balkaya34
Mesajlar: 104
Kayıt: Pzt Haz 29, 2020 14:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen balkaya34 » Sal Tem 14, 2020 14:01

Selam ,,, Bu kisimda Top.korudan ve hsmile kadindan bahsediyor ,Bu resim sitenize koydugum.resimdir

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 542
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Sal Tem 14, 2020 15:19

Balkaya34 Selam

Ra usta sanırım artık bu işlerden uzaklaştı. ara sıra kendisiyle görüşüyorum. Bazen İstanbul'da bazen İstanbul dışında yaşıyor. renkli olarak kaydedilmiş ve bu forumda paylaştığım kayıtlar Ra Ustadan bana geçenlerdir.

Sen elindeki bilgileri burada yazıp paylaşabilirsin. Sonuçta yıllardır aranan şeyler bunlar.

Kolay Gelsin
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 542
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Çrş Tem 22, 2020 22:44

Balkaya34 Selam

Buranın vasıtası ile sana bir iki şey aktarayım. Mesela kudret Kale bununla ilgili bazı kadim kaynaklarda bilgiler var.(Roma)

"Bu kalelerde Taş basamaklara inilen yeraltı hazine odaları özenle meraklı gözlerden saklanmıştır.
Söz konusu gizli mahzenlerde hazineler gelecekte ki savaşlarda kullanılmak üzere
içi altın ve gümüşlerle dolu, demirle mühürlü tunç sandıklarda saklanırdı." deniyor. Bu Kaleler maalesef birden fazla




merdiven.jpg





Bir başkada böyle bir bir merdivenli giriş olan yer daha var.





Resim 121.jpg
Bu mesaja eklenen dosyaları görüntülemek için gerekli izinlere sahip değilsiniz.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 542
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Prş Kas 05, 2020 11:24

KORSAN MAĞRASI

Kurudere üzerinde denize 3km mesafede kayaların dirsek yerinde nöbet deliği bulunan tahmini 2 km uzunluğu içeren bir mağra mevcuttur.Bu mağra oldukça ilginç ve bir bir o kadarda esrarlı.
İç kısmı oldukça yüksek yalnız çok virajlı bir giriştüneli var.500 m sonra su kanalı görüntüsü ile karşıkarşıya kalıyorsunuz.Umut yitirmeye lüzüm yok.Aynen yatıp iç kısımlara doğru o esrarlı kısmı görmeye sürünüyorsunuz 10 m kadar.Ayağa kalktığınızda hemen tavan dikkatinizi çekiyor.Nedeni şu,tavan kubbe şeklinde olup tahmini 2.5 m yüksekte bir delik görülür.Girişten bu bölüme kadar size büyük yarasalar eşlik edeceklerdir.Bu kısıma gelindiğinde tüm yarasalar bu büyük deliğin içinde kaybolup geri kalan kısmı onlarsız gezmenize adeta izin veriyorlar.Buraya kadar herşey iyi ve ilginç.Yalnız bundan sonra,yani kubbeli yerden tünelin devamına ulaşmak için tekrar su kanalı görüntülü dar girişe doğru sürünmeye devam ediyorsunuz.3 adım sonra yine ayağa kalkıp devam edebiliniyor.Burdan ötesini inanın çok anlatmak isterdim, Arkadaşımla tam bu yerde karşımıza çıkan bir yaratığın bize o an yaşatmış olduğu korku bu yere 2.5 yıldır terk etmemize yeterli olmuştur.Yaratık hakkında tarif vermek istemiyorum, Söyleyebileceğim tek şey, yaratık çok devasa büyüklükte olmasıydı.

Bu mağara acaba bu olabilir mi?????

magara1.jpg





Bu da sanırım içeriden bir görsel


onder2.jpeg
Bu mesaja eklenen dosyaları görüntülemek için gerekli izinlere sahip değilsiniz.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 542
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Çrş Ara 02, 2020 20:29

Eşkıya belgelerinde derin iz bırakan Volcan ve avanelerinin takıldığı hatları araştırmak aşamasında , eski dönemlerden kalma bazı yolları bulmak lazımdır. Bu coğrafyada bir dönem kullanılmış yolların içinde iki yol çok önemlidir. Bahsi geçen eşkıya belgelerinde anlatılan bir çok yer bu hat üstündedir. Bu yolların yapılması roma döneminden gelmektedir. Bulgaristandan başlayıp istanbulda biten iki ayrı hat.........

Burgaz-Byzantion Hattı.

Bulgaristan’daki Burgaz’dan gelerek, sırasıyla Pudizo (Kofçaz),
Bizye (Vize), Utsurgas (Pınarhisar), Cenofrurio (Sinekli), Adstatuas
(kesin yeri bilinmiyor.), Çatalca, Melantiada (Yarımburgaz) üzerinden
Byzantion’a (İstanbul) varan antik bir yol daha bulunmaktadır.

Byzantion-Burgaz Sahil Hattı.

Bölgenin Karadeniz sahilinde, İstanbul’un kuzeyinden başlayarak
Salymdessos (Kıyı Köy-Midye), Thineas (İğneada) üzerinden Burgaz’a
ulaşan bir yol daha bulunmaktadır. Bu yolda günümüzde köyler arası
küçük bir yol şeklindedir.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 542
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: VOLCAN ve AVANESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Sal Ara 08, 2020 16:24

Kudret Kale nin anlatımsal olarak en yakın tarifini aşağıda bulacaksınız. Sorun bölgenin sivas bölgesinde olması. Normal şartlarda Volcan ın oralara kadar gelebilece ne gücü ne de kabiliyeti vardır. Bilgi olması için sizlerle paylaştım. Aynı isimde başka yerlerde de vardır.Mesela Van Başkalede veya Adana kozan da lakin anlatımsal olarak bu derece yakın değildir.


"Gürün-Kayseri devlet yolunun yaklaşık 28. km’sinde, devlet yolu üzerinde bulunan Osman Dede Köyünün güneyinde, köyün karşısında yer alan terkedilmiş ağılların yanında başlayan ve bir kuru dere (1/25.000 ölçekli haritada karanlık dere olarak geçmektedir) yatağını takip eden patika yol ile yaklaşık bir saat süren yürüyüş mesafesi ile Kartalkaya mevkiine ulaşılmaktadır.Halk arasında Kudret kalesi veya Kartal Kalesi olarak adlandırılan yerleşim doğal bir tepe üzerinde olup, tepenin batı kısmı dik ve yüksek kayalıklardan oluşmaktadır. Yerleşimin kuzey ve batı kesimleri Karanlık Dere vadisi ile çevrilidir. Yerleşim yüzeyinde yapılan incelemede Kalkolitik, Eski Tunç Helenistik ve Roma dönemi seramik parçalarına rastlanmış olup savunması kolay ve su kaynağına sahip yerleşimin iskan dönemleri anlaşılmaktadır."


Ne kadar ilginç değil mi


Bir tane de Trakya Bölgesinde var .Uluslar arası kaynaklarda aynı adla geçiyor. Tek kusuru bizim sınırlarımız dışında olması




kudret kale1.jpg
Bu mesaja eklenen dosyaları görüntülemek için gerekli izinlere sahip değilsiniz.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Google [Bot]2 ve 6 misafir