DORAK HAZİNESİ

Cevapla
Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 546
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

DORAK HAZİNESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Prş Kas 03, 2022 23:02

BU gece aklıma site müdavimlerinden bazılarınızın Horoz bazılarınızın Bisikletçi16 nick i ile tanığı, Rahmetli olmuş bir dostumuzun yıllarca aradığı Her iki lafının arasında "DORAK KRALI" nın hazinesi diye bahsettiği bu konu takıldı. Bu yaptığım araştırmayı sizlerle paylaşıyorum. Konuya başlayalım o zaman. Ha şunu da hatırlatayım. Söz konusu define maalesef ortalarda yok sanırım bu sebeple Rahmetli Horoz bu işin peşine düşmüştü.

DORAK HAZİNESİ

Yıl 1966 dan beri Bu güne dek Dorak Definesi üzerindeki sır perdesi kaldırılamamıştır. Define gerçek midir. Gerçekse bu define nerededir? Bu sorular maalesef cevaplandırılmamıştır. Yayınlardaki eserler ise kayıplar dosyasına konulmuştur.

Apolyont gölü yakınındaki Dorak Köyü de bulunduğu söylenen eserler Ankara Arkeoloji Enstitüsünde görevli arkeolog James Mellert ın Yunan ya da Rum asıllı Anna Papastrati isimli bir kadınla tren yolculuğunda tanışması, kadının kolundaki bileziğin dikkatini çekmesi ve kadının Mellart ı İzmirdeki evine davet etmesi,Mellartın eserleri incelemesi ve yayınlamasıyla gündeme gelmiştir.

Yıl 1966 She Sunday Times yayın organında iki İngiliz gazeteci Türkiye ye gelerek nerede olduğu bilinmeyen “Dorak Hazinesi” konusunda araştırmalar yapmışlar ve sonucu ay nı yıl iki makale halinde, daha sonra lüks bir sanat hikayesini andırmaktadır dergisi olan Horizon da ikinci bir yazı olarak yayınlamışlardı.Bu yayının tarihi ise 1967 dir. Aynı yıl ,aynı konuyu bir kitapta daha etraflıca ele almışlar.Kitabın sunuş yazısında Dorak hazinesi hadisesi adeta gerçek hayatta yer almış bir James Bond hikayesine benzemektedir.

Sözkonusu yazarlar Mellart ı korumakta ve Türkiye de eski eser kaçakçılığının yapıla geldiğini ve Anadolu da arkeolojik çalışmalar yapmış Mellart ın cezalandırlmamasının yerinde olacağı tezini savunmuşlar.Yazarlara göre Mellart mesleki çekişmelerin kurbanı olmuş muş birde üstüne Türkiye deki Eski Eser Kaçakçılığının ve arkeolojik alanların tahribinden sorumlu olarak Türkleri göstermişlerdir. (Şunu unutmamak lazım diye düşünüyorum). Batı insanı alıcı olmasa bu tahribatın bu denli olmayacağı gerçeğine aynı önemi göstermemişler.

Gelelim kimliği bilinmeyen Papastrati adlı Yunan veya Rum kızına;
Bu kız tarafından nerede olduğu bilinmeyen bir evde kendisine eser gösterilmesi ve eserlerin yayınlanmasının Türk yetkililerce sorumsuz ve ciddi olmayan bir davranış olarak nitelendirilmiş. Başka alanlardaki yapmış olduğu kazı izinleri iptal edilmiş. Bu arada kendisine de Dorak hazinesi efsanesi gerçekmidir? Gerçekse bu define nerededir soruları sorulmuş ama cevap alınamamıştır.
Ortada ne Anna Papastrati nede gittiğini söylediği İzmir deki ev ortadan yok olmuş görünüyor.

Bir başka kaynakta ise “29 Kasım 1959'da, Illustrated London News , 'UR'UN KRALİYET MEZARLARINDAN BU YANA EN ÖNEMLİ KEŞFİ YAPAN GİZLİ BİR KAZIYA İLİŞKİN İLK VE ÖZEL RAPOR' yayınladı. Değerli arkeolog James Mellaart, adını Türkiye'de ortaya çıkarıldığı köyün adını taşıyan 'Dorak'ın Kraliyet Hazinesi'ni listeledi.”
Dorak hazineleri arasında altın bir heykelcik, gümüş işlemeli kılıçlar ve hançerler vardı ve bir taht oluşturan sökülmüş paneller, buluntuları MÖ 2473'e tarihleyen Mısır hiyeroglifleriyle süslenmiş altın bir levhayla tamamlandı. Bir kılıç bıçağındaki gravür, 'Mısır dışında okyanusta giden gemilerin kesinlikle en eski ayrıntılı temsilini' gösterdi. Buluntular o kadar muhteşemdi ki Mellaart, Akdeniz uygarlığının başladığı yerin, çağdaş Kral Priam'ın Truva'sına komşu olan 'Yortan' vilayetinde olduğu sonucuna vardı.
dorak.jpeg
dorak1.jpeg

Mellaart'ın makalesine, etkileyici eserlerle ilgili kendi eskizlerine dayanan çizimler eşlik etti ve 'Bu keşfin koşulları nedeniyle' henüz fotoğraf bulunmadığı için bir özür diledi. Yakında 'uygarlığın kurucuları' hakkında bir kitap vaat edildi ve arkeolojiyi alt üst edecekti. Konu burada sonlanmış gibi görünüyor.
Bu mesaja eklenen dosyaları görüntülemek için gerekli izinlere sahip değilsiniz.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 546
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: DORAK HAZİNESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Prş Kas 03, 2022 23:16

2002 yılında hürriyet gazetesinde köşesi bulunan Sevgi hanımın yazısını da burada paylaşayım. Hazine herdaim birilerinin ilgisini çekmiştir. Yazının Dorak hazinesi ile ilgili bölümünü aşağıya aldım. Severek ilgi ile okuyacağınızı düşünüyorum.


Dorak Hazinesi olayına geldi. Bu hadiseyi o kadar uzun konuştuk ki birden pek çok gencimizin bilmediği bu ilginç olayı burada kısaca anlatmaya karar verdim. James Mellaart, Schliemann (Truva'yı keşfeden adam) gibi Hollanda doğumlu İngiliz bir arkeolog olup sadrazam sülalesinden gelme Kadri Cenani'nin kızıyla evlidir. Bütün dünya, yerleşimlerin sadece Yunan ve Roma medeniyetlerinden oluştuğunu zannederken, James Mellaart Çatalhöyük kazısında M.Ö. 6-7 bin sene evvel daha başka medeniyetlerin varlığını ve yerleşim bölgelerini bularak dünya çapında bir keşif yapmıştı. Bir arkeoloğun hayatındaki en önemli olay, yeni bir medeniyeti keşfederek yeryüzüne çıkartmaktır. Böylece ismi asırlarca anılacak ve yayınları okunacaktır. Dolayısı ile James Mellaart bu konuda muradına ermiş arkeologlardan biridir.*Bu meşhur arkeolog James Mellaart 1958 senesi yaz ayları başlangıcında İzmir yakınlarındaki bazı SİT alanlarında araştırma yapmak üzere İstanbul'dan trene biner ve bir kompartmana yerleşir. Biraz sonra aynı kompartmanda karşısına 20-21 yaşlarında güzelce bir kızcağız gelip oturur. Kızın kolunda muhteşem bir altın bilezik vardır ve aynen Truva hazinesindekileri andırmaktadır. Mellaart, dikkatini çeken bu bileziği arkeolog olduğunu söyleyerek yakından incelemek ister. Ahbaplık daha da ilerleyince kızcağız evinde daha başka eserlerin de evinde bulunduğunu söyleyerek Mellaart'ı davet eder. Trenden inerler, kızın Karşıyaka'daki evine vasıl olurlar. Hava oldukça kararmıştır. Ev eskidir. Yemekler yenir, Mellaart heyecanlıdır ama heyecanını belli etmek istemez. Yemekten sonra kız yavaş yavaş hazineyi göstermeye başlar. Parçaların kimi tozlu, kimi kırık, kiminin üzeri senelerin pası ile örtülüdür. Pamukların içindeki parçaların arasında altın olanları pırıl pırıl yanmaktadır. Mellaart'ın fotoğraf makinası bozuk olduğu için yanına almamıştır, dolayısıyla bunların çizimlerini yapmak üzere kızdan izin alır. Kız da maşallah oldukça cesur olacaktı ki, Mellaart'a gece evlerinde kalmasını teklif eder. Üç gün dört gece kızın evinde kalan Mellaart, Bursa ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki Dorak SİT alanından çıktığı söylenen bu hazineyi sigara almaya bile çıkmamak üzere çizer ve tariflerini, ölçülerini yazarak not alır.Nedense Mellaart bu hazinenin tarifini ve çizimlerini dört sene sonra 29 Mayıs 1962 tarihli Illustrated London News dergisinde yayımlar. Gene nedense bu yayından iki buçuk sene sonra Milliyet gazetesinde, Turan Aytul, bu makaleyi ele alarak Mellaart aleyhinde üç günlük bir kampanya açar. Gene nedense Türk bürokrasisi bu kampanyadan sonra olayın üstüne giderek Mellaart'ı ‘‘persona non grata’’ (istenmeyen adam) ilan eder ve kazı iznini elinden alırlar.*Pek çok araştırmalara rağmen adı Anna Papastrati olan kızcağız ve 217 Kazım Dirik Caddesi numara 217 adresindeki ev bulunamaz. Ortalıkta ne böyle bir kişi vardır, ne böyle adres, ne de böyle bir ev. James Mellaart bu yayını ne diye yapmıştır? Zaten meşhur bir arkeolog olarak bu heyecana ihtiyacı yoktur. Bunca sene geçmesine rağmen böyle bir hazine daha ortaya çıkmamıştır. Garip olan tarafı, ispat edemediği bir hazine için arkeoloji dünyasındaki ismini ne diye yitirmiştir? Bütün bu sualler arkeoloji camiası tarafından hala konuşulmaktadır ve kimse bu olayın içinden çıkamamakta, sırrı kimse çözememektedir. Mellaart gereksiz yere neyi ispat etmeye çalışmıştır, kimse anlayamamıştır.James Mellaart hayattadır. İnşallah bu sırrı bir gün açıklar ve bizleri de aydınlatır.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Melih
Mesajlar: 49
Kayıt: Cmt Eyl 15, 2018 17:18

Re: DORAK HAZİNESİ

Mesaj gönderen Melih » Cum Kas 04, 2022 17:20

Rahmetli horozu da anmış olduk bu vesileyle.

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 546
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: DORAK HAZİNESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Cum Kas 04, 2022 19:28

Evet bu sayede Horozu rahmentle andık.

gelelim bu dorak kralı hazinesinin içindeki dikkat çekenlere

"Altın ve gümüş kaplar; turkuaz, fildişi ve necef taşının kullanıldığı çeşitli süs eşyaları; üzerinde hiyeroglif yazısıyla Mısır Eski Krallık Dönemi V. Sülale'nin ikinci kralı Sahure'nin adının bulunduğu öne sürülen, altın bir taht kaplaması."

Mısır firavunu Sahure nin tahtı hem de altın bu nasıl bir olay bu taht buralara kadar gelmişse demek ki bir savaş olmuş. O dönemlerde Savaş yapanlar yanlarında tahtlarını da getirirlermiş. Diğer eşyaları saymıyorum. Bu tahtın ele geçirilmesi yapılan savaşta mısır firavunu yenilip. Herşeyini bırakıp çekilmesini ifade ediyordur. Yoksa dorak kralına hediye olacak hali yok. Şah İsmailin savaş alanında tahtını bıraktığını unutmayın. Taht buradaysa demek ki bu cevrede bir savaş olmuş bunlarda oradan ele geçen ganimetler. Mısır firavunu Sahurenin hayatını da araştırmak lazım geliyor.



firavun sahure-min.jpg








Birde şöyle bir söylem bulunuyor "eğer hiyeroglif yazılı taht kaplaması gerçek ise) Troya II ile çağdaş, yani İÖ 2300'lere ait olabileceği tartışılmaktadır. Ancak hazinenin, Troya VII A'dan kaçırılmış Priamos'un hazinesi olabileceği de öne sürülmektedir." buda bir var sayım. Bu coğrafyada bir çok tarihi eserin yurtdışına kaçırıldığı biliniyor. Bilinmeyen ise bu kaçırılanların hangileri ultra zenginlerin özel koleksiyonlarda gün ışığına maruz kalmadan saklandığıdır.
Bu mesaja eklenen dosyaları görüntülemek için gerekli izinlere sahip değilsiniz.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Kullanıcı avatarı
Treks34
Mesajlar: 546
Kayıt: Pzt Mar 06, 2017 18:21

Re: DORAK HAZİNESİ

Mesaj gönderen Treks34 » Cum Kas 04, 2022 20:57

Bir başka kaynakta yayınlamış bu konudaki yazıyı buraya aktarayım.


Thorndike, Türkiye'yi ' Lord Elgin'in Parthenon'un heykelleriyle kaçtığından beri en büyük arkeolojik yağmalama işinin sahnesi olarak tanımlıyor . Türk hükümeti herhangi bir eski sanat eserinin ihracatını yasakladığı için, o ülkeden ne çıkarsa çıksın kaçak yollarla dışarı çıkarılmalıdır. Kaçakçıların Anadolu'nun uzak köylerinde başlayan yolu, sonunda, çoğu zaman olmasa da, dünyanın en ünlü müzelerinden bazılarına götürür.'
Kendisi Horizon'a katkıda bulunan Mellaart, Hacılar bölgesini keşfeden arkeologdu.


Tartışma, Mellaart'ın MÖ 3. binyılın ortalarından itibaren komşu bir Truva eyaletine ait olan Yortan kültürünün kalıntılarını bulduğunu iddia etmesiyle ortaya çıktı . 1958'de İzmir'e giden bir trende Anna Papastrati adlı bir kadınla karşılaştığını, üzerinde yalnızca Troya'da bulunan bir tür som altından bilezik taktığını anlattı. Onunla eve geldi, sahip olduğu antika koleksiyonunun taslağını çizdi ve rastladığı şeyin "Truva'nın hemen doğusunda, savaşçı bir aristokrasi tarafından yönetilen büyük bir denizci ulusun gerçek kanıtı" olduğunu fark etti. Dorak hazinesi hakkındaki raporu 1959'da Illustrated London News'de yayınlandı:


Haber Türk makamlarını paramparça etti. Makalenin girişinde, kaynağının açıklığa kavuşturulmasına ve hazinenin yaratıcı yeniden inşasına özel dikkat gösterilmesine rağmen, Eski Eserler Dairesi'nin küçük bir 'Tutankamon'un elinden kayıp gittiğini düşündüğüne şüphe yoktur.
18 Temmuz 1960'ta Mellaart, Türk yetkililerle yaptığı gezinin ayrıntılarını gözden geçirdi. 'Anna Papastrati'nin adını ve adresini eklemesine rağmen İzmir'deki soruşturmalar boş çıktı. Türkler kadının ve evinin yerini bulamamıştı... Dorak hazinesi ortadan kaybolmuştu.



Horizon yazısı: 'On sentlik gerilim tarzında yazılmış, aşağıdaki mektup, Anna'nın -ya da hazinenin- var olduğunun tek kanıtıdır.'





6703-mellaart-2.jpg




Yazının orjinalinden alıntı yapılan dergi dökümanı da aşağıdadır



horizon.jpg
Bu mesaja eklenen dosyaları görüntülemek için gerekli izinlere sahip değilsiniz.
ALLAH KURAN İLE AKLIN YOLUNU AÇAR

Cevapla

Kimler çevrimiçi

Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir